Sürekli Bir Şeylere Alerjimiz Var Sandığımız Bir Dönemdeyiz

Son yıllarda danışanlarımla konuşurken sık sık aynı cümleyle karşılaşıyorum:
“Hocam, kesin bir şeye alerjim var… ama neye olduğunu bilmiyorum.”

Kulağa tanıdık geliyor, değil mi?

Artık herkesin bir intoleransı, bir hassasiyeti, bir gizli alerjisi varmış gibi bir hava hâkim. Bir kişinin başı ağrıyor: Glüten mi dokundu acaba?
Diğeri şişkinlik hissediyor: Laktoz intoleransı olmuş olabilir miyim?
Bir başkası yorgun uyanıyor: Kesin histamin intoleransım var!
Sanki vücudumuz bize her gün gizemli şifreler gönderiyor da biz de Sherlock Holmes edasıyla çözmeye çalışıyoruz. Ama işin gerçeği çoğu zaman o kadar dramatik değil.
Sosyal medya çağının yeni modası: “Bence intoleransım var”

İtiraf edelim…
TikTok’ta iki dakika gezince kendimizi hasta gibi hissetmemek imkânsız.
Orada herkes glütensiz, şekersiz, laktozsuz, histaminsiz bir hayat yaşıyor gibi bir hava var.
Günlük basit bir şişkinliği bile “bağırsak krizi” gibi pazarlayan algoritmalar da üstüne binince, normal bir beden tepkisini bile hastalık gibi algılamaya başlıyoruz.
Oysa bazen şişkinlik…
Sadece hızlı yemek yemekten olur.
Yorgunluk…
Sadece uykusuzluktandır.
Baş ağrısı…
Gün boyu yeterince su içmemekten.

Bunların adı alerji değil.
Hayat.

Gerçekten alerjisi olan insanlar aslında çok daha az
Tıbbi olarak bakarsak:
Gerçek gıda alerjisi toplumun çok küçük bir yüzdesinde görülür.
Gıda intoleransları ise daha yaygın, ama yine de sosyal medyanın bize gösterdiği kadar uç noktalarda değildir.
Her mide yanmasını çölyak sanmak, her gaz probleminde laktoz intoleransı aramak, insanı gereksiz testlere, gereksiz diyet kısıtlamalarına ve gereksiz strese sürükler.
Çünkü stres de bağırsakları bozar.
Ve sonra döngü başlar:
“Bak yine şiştim, kesin bir şeye intoleransım var.”

Modern hayat da bize yardım etmiyor
Evet, kabul edelim:
Günümüz yaşam tarzı bağırsakları yıpratıyor.
Hızlı tempolu yaşam
Eksik uyku
Düzensiz yemek saatleri
Aşırı kafein
Paketli gıdalar
Hareketsizlik
Sürekli stres
Bunların hiçbiri alerji değil.
Ama hepsi sindirim sisteminizi mahveder.

Ve biz bunları düzeltmek yerine, kendimize yeni bir hastalık bulmayı daha kolay görüyoruz. Çünkü davranış değiştirmek zordur, test yaptırmak kolay.
Peki ne yapacağız?
Aslında basit:
1. Vücudu dinlemek önemli ama abartmadan.
Her belirtiyi dramatize etmeye gerek yok.
2. Temel yaşam düzeni oturmadan alerji testi kovalamanın anlamı yok.
Uyku, su, hareket, düzenli öğün…
Bunlar oturmadan test sonuçları bile yanıltıcı olur.
3. Gerçek bir şüphe varsa, bilimsel yöntemlerle ilerlemek gerekiyor.
Kulaktan dolma bilgilere değil, gerçek uzman görüşüne ihtiyaç var.
4. Kendimizi sosyal medyadaki “hassas insanlar topluluğu” ile kıyaslamamalıyız.
Orası gerçek hayat değil, trendlerin hükmettiği bir vitrin.