Son yıllarda danışanlarımdan en çok duyduğum cümlelerden biri şu: “Hocam TikTok’ta bir tarif gördüm, çok zayıflatıyormuş.” Sosyal medya artık yalnızca eğlence platformu değil. Aynı zamanda milyonlarca kişinin beslenme konusunda karar verdiği, tarif denediği, hatta birkaç saniyelik videolarla kendine bir yaşam tarzı seçtiği bir alan haline geldi. Özellikle genç kadınlar için bu içerikler hem ilham verici hem de bir o kadar riskli.
Bu durumun temel sebebi, sosyal medyada her şeyin “hızlı” olması. Hızlı sonuç, hızlı zayıflama, hızlı detoks. O kadar hızlı ki, kimse videonun arka planındaki bilimsel dayanağı, sağlık etkilerini veya sürdürülebilirliğini sorgulamaya vakit bulmuyor. Üstelik içerik üreticilerinin çoğu beslenme alanında eğitimli değil. Buna rağmen milyonlarca kişiyi etkileyen önerilerde bulunuyorlar. Genç bir kadın için bu videolar hem motive edici hem de baskı oluşturucu olabiliyor.
Sosyal medya diyetlerinin en tehlikeli tarafı, “normal” algısını bozması. Filtrelenmiş görüntüler, açlıkla elde edilmiş incelikler, estetik operasyonlarla şekillenmiş vücut hatları; hepsi doğal bir görünüm gibi sunuluyor. Birçok genç kadın, aslında normal ve sağlıklı olan bedenini bu sahte standartlarla karşılaştırıyor. Bu da özgüven düşüşüne, suçluluk hissine ve beslenmeyle ilişkide bozulmaya yol açıyor. Son dönemde artan yeme bozukluğu vakalarının bir kısmı bu baskıyı açıkça yansıtıyor.
Bir de işin “mucize tarif” kısmı var. Maydanoz suyu, limon kürleri, 72 saatlik hızlı detokslar, sadece salatalıkla beslenilen günler… Listeler uzayıp gidiyor. Oysa bu içeriklerin ortak noktası şu: Kısa vadede hızlı bir ağırlık kaybı yaratıyor gibi görünseler de, uzun vadede metabolizmayı yoruyor ve geri dönüşü daha zor olan bir kısır döngüyü başlatıyor. Çünkü gerçek bir sağlıklı yaşam alışkanlığının temelinde istikrar, bilim ve kişiye göre planlama var. Fakat sosyal medya, sabırlı olmayı değil, hızlı sonuç aramayı teşvik ediyor.
Elbette sosyal medyanın pozitif tarafları da var. Sağlıklı tariflerin yayılması, düzenli egzersizi motive eden içerikler, bilinçli uzmanların hazırladığı videolar genç kadınların farkındalığını artırabiliyor. Ancak bu faydanın oluşabilmesi için izleyenin de filtresi olması gerekiyor. Kısacası marifet, doğru kaynağı seçmekte. Bir videoyu izlediğinizde kendinize şu soruyu sormanız yeterli: Bu öneriyi sunan kişi, benim sağlığımın sorumluluğunu taşımaya hazır mı?
Bugün pek çok genç kadın sosyal medyayı bilgi kaynağı olarak kullanıyor ve bu çok doğal. Ancak gerçek şu ki; bedeninize, hormonlarınıza, metabolizmanıza dair kararları 15 saniyelik videolara bırakmak hem adaletsiz hem de riskli. Beslenme bir trend değildir; kişiye özel, uzun soluklu ve bilimsel bir yolculuktur.
Bu nedenle sosyal medya içeriklerine ilham kaynağı olarak bakmak, ama karar mekanizmasını profesyonel bilgiye bırakmak en doğru yaklaşım. Bedeninizi geçici rüzgarlara değil, sağlam temellere emanet edin. Çünkü sağlıklı yaşam, yalnızca zayıf görünmek değil; güçlü, enerjik ve kendinizle barışık hissetmektir.